Найти тему
Masal Alemi

Hansaray ve Gözyaşı Çeşmesi…

Kırım Tatar tarihi ve kültürünün canlı kalan en önemli eserlerinden biri olan Hansaray’ı yıllar önce ziyaret etmiştik. Bu videoda Kırımın Bahçesaray şehrinde bulunan Hansarayı kısaca tanıtmaya çalışacağız.

50.000 Kırım Türkünün yaşadığı söylenen Bahçesaray’ın nüfusu 90.000 civarındadır. Bahçesaray, 1530 ve 1783 yılları arasında Kırım Hanlığına başkentlik yapmıştır. Altın Orda zamanında başkent, Kırım'ın doğusunda bulunan Eski Kırım kasabasıydı. Hacı Giray Han tahtı ele geçirdikten sonra hanın ikamet ettiği yer Eski Kırım kasabasından, sarp kayalıkların olduğu bir dağ kalesi olan Kırk Yer'e taşındı (Çufutkale). Burası Bahçesaray’ın biraz daha üst tarafında yer alır.

Saray duvarlarının yanında büyüyen yerleşim yeri, hanın sarayının ismini benimseyerek Bahçesaray olmuştur. Bahçesaray Sarayı, hanların özel malı değil, Giray ailesinin ortak malıydı. Hanlar sadece hükümdarlıkları zamanında burada yaşıyorlardı. Giray ailesinin Türkiye'de de arazileri vardı. Osmanlı sultanı yeni Han’ı atadığında, atanan Han İstanbul'dan Bahçesaray'a gönderilir ve eski Han’da ailesi ve hizmetçileriyle beraber kendi arazisine yerleşirdi.

Saray, tarih boyunca birçok döneme tanıklık etmiştir. Rus istilâsından sonra Rus mimarların tamiratı esnasında saray orijinalitesinden çok şey kaybetmiştir. Özellikle iç kısmı, tamamen değiştirilmiş, Batı Avrupa stilinde yeniden düzenlenmiştir.

Hansaray, Kırım Tatar mimarisinin en güzel eserlerinden biridir. Büyük kapıdan içeriye girdiğimizde bahçenin sol tarafında Büyük Han Camiini, sağ tarafta Hansaray’ın binalarını bulunmaktadır. Rehberimizin Tatar bir bayan olması büyük avantaj olmuştu. Sormak istediklerimizi rahatça sorup cevabını alabiliyorduk. Bahçesaray şivesi, Anadolu Türkçesi konuşan insanlar tarafından küçük bir çabayla anlaşılabilir. İşte rehberimizin bize anlattıkları:

Hansaray'ı inşa eden insanlar, çiçekler, ağaçlar ve çeşmelerle süslemiş, rahat ve güzel mekanlar oluşturmuşlar. Saray iki adet cami, mezarlık, harem, resmi toplantı salonları gibi yapılardan oluşuyor.

Geniş bahçe kısmı sarayın güney tarafındadır. Sarayın en eski kısımlarından biri ikinci avluya açılan geniş giriş kapısı olan Demir Kapı'dır. Kırım Hanlığı zamanında, avlu değişik ülkelerden gelen büyükelçilerin, hanların huzuruna çıkmak için bekledikleri bir yer olarak kullanılıyordu. Elçiler görevli tarafından davet edildikten sonra giriş kapısından geçerek saray içindeki toplantı salonlarına ilerlerlerdi.

Kapı, Hansaray'a Mengli Giray Han tarafından Salacık'taki saraydan getirilmiştir. Oyulmuş kireç taşından yapılan İtalyan süs sanatının yanında, iki tane kitabe ile de süslenmiştir. Giray hanlığının işareti, tamga, üstteki yazının ortasına yerleştirilmiştir. Hanlar tamgayı devlet mührüne de koymuşlar ve Kırım paralarının üstüne de basmışlardır. Kitabelerde şöyle yazmaktadır:

"Bu sarayın sahibi ve ülkenin hükümdarı, büyük ve soylu sultan Mengli Giray han, Hacı Giray Han'ın oğlu, Allah Hanı ve ailesini iki dünyada da korusun"

"Bu görkemli eşik ve gurur verici, muhteşem kapı, iki kıta ve iki denizin sultanı, sultan Hacı Giray Han'ın oğlu, sultan Mengli Giray Han'ın emriyle yapılmıştır"

"İki deniz" Karadeniz ve Azak denizini, "iki kıta" ise Avrupa ve Asya'yı simgelemektedir. Bu giriş bölümünün 1503'te yapıldığı bilinmektedir.

Günümüzde Hansaray, Kırım Tatar Tarih ve Kültür Müzesinin himayesi altındadır. Saray değerli birçok yapının bulunduğu eşsiz bir eserdir

Bu açıklamalardan sonra girdiğimiz divan salonu hakkında da bilgi verdi rehberimiz. Burası ziyarete açık olan en önemli kısımlardan biriymiş. Hanlığın Devlet meclisi toplantıları burada gerçekleştirilirmiş. İşte rehberimizin Divan Salonu hakkında söyledikleri: “Divan üyeleri duvar kenarındaki uzun sedirlerde otururlardı. Han ise tahta otururdu. Buradan başka sarayda bulunan 3 büyük toplantı odası, hanın misafirlerinin ve yabancı elçilerin kabul edildiği yerlerdi. Bu odalarda orijinal şömineler ve ağaç oymacılığı ile süslenmiş tavan yapıları bulunurdu.”

Divan salonundan çıkınca hemen yanında bulunan Yaz Çardağının ortasında mermerden küçük bir fıskiye bulunmaktadır. Temiz hava, ışık ve fıskiyenin serinletici atmosferiyle, divan toplantılarından sonra çok güzel bir dinlenme yeriydi. Çardağın penceresinden görülen, çiçeklerle dolu, havuzlu avlu yeniden canlandırılan bir diğer güzel mekândır. Sarayın sakinleri bu güzel bahçede yürüyüşler yaparlarmış.

Yaz çardağının bitişiğinde bulunan Küçük Saray Cami'nin yanında Altın Çeşme, ibadetten önce abdest alınması için yapılmış. Beyaz mermerden yapılan çeşme yaldızlı oyma süslerle, çiçek, sarmaşık, meyve figürleriyle dekore edilmiş. Üzerindeki kitabede, çeşmenin Kaplan Giray Han zamanında 1733’te yapıldığı ve mealen "Allah onlara temiz bir içecek verdi." ayeti kerimesi yazılıdır.

Sarayın ilginç köşelerinden biri olan Gözyaşı Çeşmesi, şair Puşkin’in Bahçesaray Çeşmesi adlı şiiri sayesinde dünya çapında bir üne kavuşmuştur. Rehberimizin anlattığına göre büyük hükümdar Kırım Giray, Dilara Bike'ye âşık olur. Fakat güzel prenses aniden ölür. Bu ölüme çok üzülen Kırım Giray Han sevgilisinin adına bir çeşme inşa ettirir. Çeşmedeki mermer çiçek, gözyaşları döken gözü temsil ediyor. Gözyaşları keder ve üzüntüyle beraber kalp şeklindeki oyuğu dolduruyor. Çeşmenin kurnasından akan su damla damla akarak gözden akan yaşları hatırlatıyor.

Aleksander Puşkin, Gözyaşı çeşmesini 1820 yılında ziyaret etmiştir ve bundan 4 yıl sonra Dilara Bike efsanesine dayanarak ünlü şiirini yazmıştır. Çeşme üzerindeki kitabede "Adil insan Cennet’teki Selsebil kaynağından temiz su içecektir." ayeti yazılıdır.

Gözyaşı çeşmesinden sonra, rehberimizin dediğine göre turistlerin en çok merak ettiği bölümlerden olan Harem kısmına geçtik. Harem, Hanların annelerinin, kız kardeşlerinin, eşlerinin, kızlarının ve bayan hizmetkarlarının kaldığı yerdir. Han'ın erkek çocukları da 7 yaşına kadar burada yaşarlar. İlk önceleri Harem 4 yapıdan oluşuyormuş; fakat günümüzde bunlardan sadece biri ayakta. Rahat ve sıcacık bir ortama sahip kapalı harem bahçesi yapıyı çevrelemektedir.

Hansaray’ın içinde Topkapı sarayının esintilerini hissetmek mümkündür. Harem’in yanındaki Şahin kulesi, yukarıdan bahçeye hâkim olmaktadır. Muhtemelen, Şahin Kulesi hanların avcılık için yetiştirilen şahinlerinin ve kartallarının bulunduğu yerdi.

Kırım Tatar toplumunda kadınlar, diğer İslam ülkelerine göre daha yüksek bir statüye sahipti. Han'ın eşinin Kırım'ın politik yaşantısında önemli bir rolü vardı. Avrupa'daki kraliçelerle kıyaslandığında hatunlar özellikle dış politikada söz sahibiydi. Han'ın annesi ise Saray hiyerarşisinde yetkili bir insandı.

Haremden çıkınca misafirlerin ve yabancı elçilerin kaldığı odaları gezdik. Günümüzde bu odalar sergi yeri olarak kullanılıyor ve Kırım Tatar halkının kültürel yapısını gösteren malzemeler sergileniyor. Geleneksel dokumacılık, nakış, dikiş, bakır işçiliği, kuyumculuk, madeni para basma, hayvan derisi tabaklama ve ağaç oymacılığı gibi sanatlardan birçok örnek gördük bu odalarda.

Hansaray’ın ziyarete açık kısımlarının bu kadar olduğunu belirten rehberimiz bizi bahçeye getirdi; kendisine teşekkür ederek oradan ayrıldık.

Hansaray’ın bahçesinde bulunan Büyük Han Cami'nin tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Camide iki adet minare bulunmaktadır. Her iki minarede de yukarıya döne döne çıkan merdivenler bulunur. Sovyetler döneminde cami ibadete kapatılmış, günümüzde ise Bahçesaray'daki Müslümanlar için cami ibadete açılmıştır.

Hansaray, Türkiye’nin renk ve kokusunu taşıyan bir mekân, Topkapı sarayının Kırım’da yapılmış bir kardeşi gibidir.