Найти тему

José Mauro de Vasconcelos – Şeker Portakalı

José Mauro de Vasconcelos Şeker Portakalı Kitap sürekli şiddet gören çocuk karakter Zezé ve onun hayal dünyasını okuyucuya hissettirmesi bakımından kaliteli bir eser. Sayfaları çevirince kan akışınızın olaylara göre hızlanıp yavaşladığını hissedeceksiniz.

Çok yoksul bir ailenin oğlu olan Zeze; hassas, zeki ve duygusal bir çocuk. Etrafına özel bir sevgiyle ve oldukça duyarlı yaklaşıyor. Fakat bir yandan da yaramazlık yapma isteği başına çorap örüyor. Bu yüzden sürekli dayak yiyor ailesinden. Sahip olduğu Portakal ağacı ile kurduğu iletişim, Portekizli ile arasındaki bağ ve birçok şey Zeze’nin dünyasını farklı kılıyor. Çünkü kendisi de farklı ve özel bir kalbe sahip bir çocuk. Hayatın hem masum renklerini hem de acımasız renklerini görüyorsunuz bu kitapta.

Zezé’nin hayalinde şeker portakalı fidanı konuşmaktadır. Aslında kalabalık bir ailesi olmasına rağmen yalnızlığı ve düşüncelerini ifade edememesi nedeniyle Zezé bu konuşmaları kendisiyle yapmaktadır. İlk başta içindeki kuşla konuştuğunu zanneden Zezé, portakal ağacının hayatına girmesiyle konuşmalarını ağaç ile yapmaya başlamıştır. İyiyle kötü arasındaki farkı, mantıklı olanla mantıksızı bu konuşmalarla çözmeye çalışır. Çocukluğunun getirisi olan hayal gücü ile olaylara ve nesnelere sadece mantık çerçevesinden bakma arasında kaldığı çekişmelerini de ağacı ile yaptığı tartışmalarla gerçekleştirmektedir. Bu duruma düşmesi ailesinde kendini yakın hissettiği, duygu ve düşüncelerini paylaşacak kimsenin olmadığının da bir göstergesidir.

Zeze hem madden hem manen bu kopuşu tek seferde ve gerçekten yaşıyor. Sevgiyi,sıcaklığı ve güveni temsil eden dedesi. Kendini bildi bileli zayıf ve yaşlı,ölmeye yüz tutmuş halde. Sevginin vücut bulmuş hali olan bu adam hastalıklı ve cılız… yok olmaya mahkum. Zeze dedesini hiç görmemiş olsaydı sevginin varlığına hiç inanmayacaktı.Sevgi denen duyguyla hayatı boyunca tanışma şansı yakalayamayacaktı çünkü hayatta kalmak için bu duygudan umudu kesmesi gerekecekti. Babasının dayaklarından kurtulmak için,fakirlikten kurtulmak için hırs,nefret ve intikam ateşiyle yanıp kül olacaktı o koca yüreği. Dedesi geri kalan her şey pis kokarken,çöplükte bir elmas olarak parlayarak çarptı onun gözüne. Parlayan o keskin maviliğe henüz dokunmuşken,elinden düştü ve çöplük o güzel elması yuttu. Böylece güzellik de sevgi de, çöplüğe yenik düştü… en başından beri ipince ruhuyla.

Kaynak: https://www.e-kitapstore.com/jose-mauro-de-vasconcelos-seker-portakali