Taktığım pırlantalar, güzel küpeler, ışıltılı kolyeler ve çeşit çeşit yüzükler bana yetmez tatlım. Biliyorum çok üzgünsün, yıprandın bu birkaç gün. Dile getiremedin bir türlü her zaman hediyeler verdin. Ama olmaz böyle çok hediyelerle kandırmak. Senin bana gülüşün yeter be civanım.
Bunlar beş para etmez değerinde. Senin değerinin yerini alabilir mi? Hiçbir zaman alamaz. Benimle yan yana oturman yeter aslanım. Sen kükre yeter ben kedi gibi saklanırım. Hiç umurumda değil yaşadığımız mücadeleli sert zamanlar. Geçer elbette acılar, sızılar ve ağrılar. Sen boşver devam et sevmeye derinden.
Hiç düşünmedin mi benim ne kadar seni sevdiğimi? Hiç bakmadın mı sen yanımdayken ellerimin titreyişine? Seni titreye titreye seviyorum bunu bil. Malı mülkü koy cebine kalsın. Bir nefes bin heves eder. Sen benim bir nefesimden 1000 hevesli yıllarımsın. Evlenmek için geç kalmadık. Yaşımız oldu 65 ama olsun koçum.
Seni genç kız gibi sevmeye hazırım ben. Sen yeter ki bastonunla bana gel. Boşa geçen yılları dolduralım.
“Evet, gördüğünüz gibi arkadaşlar bizim tonton yaşlılarımız böyle bir maceraya atılmışlar ve hanımefendi sevdiği adama böyle seslenmiş. Yıllar yaşlandırdıkça malın mülkün kıymetinin kalmadığını buradan daha iyi anlıyoruz”
Beni takip etmeye devam ediniz. Yeni derbeder aşk mektupları her gün sizlerle beraber olacak. Beğenmeyi, yorum atmayı ve abone olmayı da unutmayınız.