Tablolarındaki Temalarıyla Ressamlar 10
Ressamlarımızla ilgili bir yazı dizisi – Onuncu bölüm.
Ankara’da yaşayan, atölyelerine gittiğim, sohbet ettiklerim var bu yazıda.
Corona!
Yazılar, en sevdikleri tema ve neden seçtiklerini üzerine.
Bir nebze hasret giderme niyetiyle.Atölye buluşmaları yerine…
Yazı dizisinde üst üste yayınlanan bu 3 bölüm, ayrıca özel.
Turan Erol’la başladık, sonra Asım Yücesoy ve bugün Lütfü Günay.
90 yaşını deviren, Türk resim sanatının yaşayan 3 çınarı…
3 gün, aralıksız yazmak istedim.
Sağlık, sıhhat dileklerimle, selam ve sevgiyle…
Anne Lamott.
Yazar.
“Hemen her şeyin çalıştığını göreceksiniz. Yeter ki biraz dinlendirin. Siz dâhil!” demiş.
Esprili bu sözün kullanılmış tenekeler için de geçerli!
Bugünkü konuğumuz, tanıdığım tüm sanatçıların ağabeyi, Lütfü Günay, sözü tenekeler için geçerli kılıyor.
Önemli ressam birliklerinin; Türkiye Ressamlar Cemiyeti, Ankara Ressamlar Birliği, Siyah Kalem Grubu ve Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği’nin kurucuları arasında yer almış.
Doğaya ve soyut resme inancını hiç yitirmemiş.
Eleştiriler almış bu yolda.
Sanatını anlamayan arkadaşını ikna için portresini yaptığını anlattı.
Arkadaşı bayılmış ama neden soyut yaptığını yine anlamamış.
Türkiye’de ilk soyut resim sergisini açmış. Ressam Adnan Çoker’le.
Sergisini öven yazıyı yazan bir gazeteciyi hiç unutmuyor.
Sonraki yıllarda herkesin tanıyacağı ve unutmayacağı bir isim:
Rahmetli Bülent Ecevit.
Sanatında herkesin kullanıp, işinin bittiğini düşündüğü, atıl malzemeleri kullanıyor.
Örneğin paslı tenekeleri.
Eserlerinde, tenekelerle gidebildiği yere kadar gidiyor.
Sonrasında boya malzemeleri işin içine giriyor.
Bu kez hayalindeki yere kadar gidiyor…
Aradım.
Halini, hatırını sordum;
“Yaşlılık işte!” diye başladı.
Konuşması canlandı söz sanata gelince.
Siz sanatsever okuyuculara mesajını sordum.
“Hepsini çok seviyorum.” dedi.
Resmi, sanatı sevenlere,
“Başka bir şey diyemem.” diye ekledi…
Lütfü Günay
Temasını ve neden bu temayı seçtiğini sordum.
İşte yanıtları:
“Tenekeli soyut kolajlar.
Akademiden mezun olduğum yıldan bu yana (1949) Soyut kompozisyonlarla doğa çalışmalarını koşut yürütüyorum.
Doğaya duyduğum büyük hayranlık nedeniyle peyzaj çalışmaktan geri duramasam da, beni aynı ölçüde kendine çeken diğer bir konu da, yaşanmışlık – tükenmişlik olgusuydu.
Soyut kompozisyonlarımın zaman içinde kolaja evrildiği görülür.
Bu kolajların konuları da; duvarlardaki afiş kalıntıları, eski duvarlarda yaşam izleri, arkeoloji müzelerindeki buluntular gibi hep yaşanmışlık içeriyordu.
Tıpkı, işlevi bittikten sonra çöpe atılıp çürümeye terkedilen tenekeler gibi.
Onlara yeniden hayat vermek, birer sanat objesine evrilmelerini sağlamak çekiyor beni.”
Eşi Ressam Ülkü Yalım Günay ile corona günlerinde evdeler. Atölyeye gidecekleri günleri iple çekiyorlar.
İşte, Ülkü Hanım’ın kaleminden “Tenekeli Kolajlar” şiiri ve kamerasından evlerinin duvarlarındaki tablolarından birkaç tanesi:
Dr. Necati YALÇIN
Gazetenehaber