İstanbul'da bulunan tarihi Çemberlitaş’ın (gerçek adı ’Konstantin Sütunu’dur) altında olduğu iddia edilen yeraltı odasında, başta Hz. İsa'ya ait olduğu düşünülen değerli eşyaların ve yine bir takım kutsal hazinelerin olduğunu ilk yazan Türk tarihçisi Hezarfen Hüseyin Çelebi’ydi. Altındaki sözde kutsal hazinelerle alakalı havadisler Cumhuriyetin ilk yıllarında da sürdü hatta Roma ve Bizans kaynakları da benzer tezlerle tarihin çeşitli dönemlerinde eserler yayımladılar. Atatürk'ün yurtdışından arkeologlar getirttiği, dönemin popüler dergisi Tarih Mecmuası'nın 1968 senesinde tam üç sayısını bu konuya ayırdığı bilinmekte.
Biraz daha geriye gidersek; 1918'de İstanbul işgal altında iken Vatikan’dan bir grup rahibin, Çemberlitaş’ın yakınındaki Vezirhan’dan oda kiraladığı, tünel kazarak altına ulaşma hedeflerini gerçekleştiremeden sınır dışı edildiklerini öğreniyoruz. Taşın tarihini ve neden dikildiği gibi kitabi bilgileri şimdilik bir kenara bırakalım, bu gizemli durumla alakalı çok farklı kaynak karşımıza çıkıyor.
Çemberlitaş’ın altında olduğu söylenen ancak ne hikmetse kimsenin pek araştırmadığı odada, dönemin Bizans imparatoru Konstantin döneminde Kudüs’ten getirilen Hz. İsa’nın (as) mezarına ait kanının bulaştığı kutsal toprak, orijinal çiviler ve haç parçaları, kaymak taşından mamul bir kase, ne kadarı şimdilere kaldı bilinmez ancak ekmek kırıntıları ve Hz. Musa’ya (as) ait taş ile Hz Nuh’un (as) baltası, Hz Lut’a (as) ait olduğu düşünülen bir asa, ve Hz Süleyman’a (as) ait olduğuna inanılan 7 kollu şamdan” bulunuyor. Yani insanlık tarihinin belki de en değerli eserleri burnumuzun dibinde ancak en son girişim 100 yıldan fazla süre önce o da kaçak yollarla hazine avcıları tarafından yapılmış.[/su_note]
"İstanbul'un İlkleri ve Enleri" adlı kitabın yazarı İTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faruk Göncüoğlu, 2007'de zamanın Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er, "Der Kaiser Konstantin" adlı 1957'ye tarihlenen makalesinde Münihli Ludwig Völkl tarihin çeşitli dönemlerinde bu tezi savunan kişiler.
2016 senesinde; İstanbul’un röntgeninin çekildiği belirtiliyor ancak yapan kim çeken kim net değil. Bu çekimler sonrasında ticari olarak da kıymetli bir alanda yer alan Çemberlitaş’ın alt kısımlarında Yerebatan Sarnıcı gibi büyük bir yapının, hemen hemen 2000 m²'lik sütunlu bir yerin var olduğu tespit ediliyor. Röntgen neticesinde tespit edilen sarnıcı korumak amaçlı Dünya Bankası dahi finans ayırır. Derler ki Masonik bağlantılar ki bazıları çok ünlü ticari markalardır yerel esnaftan oldukça yüksek bedellerle yerler almış. İşin ilginci bu alanlar "tadilat" denilerek uzun süre kapatılıyor sonrasında ise işlerine devam ediyordu. Şimdilerdeki Tarsus Kazılarına benzer bir hadise öyle değil mi?
Kültür ve Turizm Bakanlığının resmi açıklamasına göre caddenin 2.5 metre altında ilk çağa ait mezarlar tespit edilmesi dışında başka bir değerli veri elimizde mevcut değil.